have / has got

Have / Has got

Bu fiili Türkçeye çevirdiğimizde karşımıza 3 anlam çıkmaktadır;

  1. Sahip olmak
  2. Var
  3. --lı

--lu

 

Önce “have got” fiiline yönelik “Nasıl” sorusunu soralım. Yani bu fiil cümle içinde nasıl kullanılır?

 

Cümle dizilişi;

Olumlu cümle:

S   +   have /has     got     +     O.

Örnek cümleler;

I have got a nice car.            (Benim güzel bir arabam var.)

You have got a good job.     (Senin iyi bir işin var.)

He has got two children.     (Onun iki çocuğu var.)

She has got dark eyes.         (O siyah gözlüdür.)

It has got a long tail.            (O uzun kuyrukludur.)

We have got a house.          (Bizim müstakil bir evimiz var.)

They have got a new car.    (Onların yeni bir arabası var.)

 

Olumsuz cümle:

 

S   +   have not/has not    got     +     O.

Örnek cümleler;

I have not got a company car.      (Benim şirket arabam yoktur.)

He has not got curly hair.             (O kırvrcık saçlı değildir.)

 

Have got / has got kısaltması;

Olumlu                Olumsuz

I’ve got                I haven’t got

You’ve got          You haven’t got

He’s got              He hasn’t got

She’s got             She hasn’t got

It’s got                 It hasn’t got

We’ve got           We haven’t got

They’ve got        They haven’t got

 

Örnek cümlelerden de anlaşılabileceği gibi He/She/It özneleriyle başlayan cümlelerde “have got” fiili “has got” şeklini almaktadır. Diğerlerinde değişiklik olmamaktadır. “Have got” fiili, bir insanı veya başka bir canlıyı tarif ederken sıklıkla kullanılır;

 

I have got a friend from Bursa. He has got a baby brother. He hasn’t got a sister. He has got blue eyes and dark hair. His parents have got a new fast car. It has got five doors, ABS and a sunroof. They are very happy.

Örnek diyaloglar:

A: Hello Hakan. How are you?

B: Hi Murat. I’m fine. And you?

A: Fine, Thanks.  Have you got a plan for this weekend?

                            (Bu haftasonu için planın var mı?)

B: No, I haven’t. Why?         (Hayır, yok. Neden?)

A: Well,  I have got tickets for a play at the Cemal Reşit Rey. Come and join me, then.

B: Oh, that’s a good idea. Thank you so much.

Have & Have got

Bu iki fiil yapısal olarak birbirlerine çok benzemektedir fakat kullanım olarak bazı farklar vardır. Her iki fiilin de ortak anlamı: “sahip olmak” ve “var” şeklindedir. Bu anlamlar dışına çıkınca sadece “have” fiili kullanılır. “have got” fiilinin kullanımına bu dosyamızda değindik. Şimdi “have” fiiline bakalım;

Have:

Cümledeki kullanımı (How):

S   +   have /has    +     O.

Görüldüğü gibi oldukça sade bir kullanımı vardır. Dikkat etmemiz gereken şey, fiilin şahıs zamirlerine göre “have” veya “has” şeklini almasıdır.

I, You, We, They                       have

He, She, It                                  has

 

Not: “have” fiilinin olumsuz ve soru şekli “Present Simple” başlıklı konu içinde verilecektir.

 

Günlük kullanımlar (Why):

  1. Kahvaltı, öğlen, akşam yemeği, çay, kahve, v.b içecek ve yiyeceklerin alımında;

 

“We have breakfast at 9 and lunch at 1.”

(9’da kahvaltı, 1’de öğlen yemeği yeriz.)

“I have some toast for lunch at 1:30.”

(1:30’da öğlen yemeği olarak bir miktar tost alırım.)

“They have coffee at 2:30 every weekday.”

(Her mesai gn 2:30’da ahve içerler.)

“We always have dinner in the dining room.”

(Akşam yemeğini daima yemek odasında yeriz.)

 

  1. İstirahat, banyo, duş, mola v.b durumlarda kullanılır;

 

“I have a shower every morning.”

(Her sabah duş alırım.)

“She has a bath after work every evening.”

(Her gün işten sonra banyo yapar.)

“We have a regular tea break at school.”

(Okulda düzenli olarak çay molası veririz.)

 

  1. Başağrısı, dişağrısı gibi rahatsızlıkları belirtmek için kullanılır;

 

“I have a headache.”

(Başım ağrıyor.)

“My mum has toothache and she is at the dentist’s now.”

(Annemin dişi ağrıyor ve şu an dişçide.)

 

 

 

 

 

 

 

Bizi sosyal medyadan takip edin.

Adres:

Karaköprü mahallesi Kosova Caddesi

Mimoza sokak No: 9

Gölcük - KOCAELİ