Fiyat sorma ve cevaplama (How much ................. ?)
İngilizce’de fiyat sorma soru kelimesi “How much” olarak kullanılır. Bu konumuzda fiyat sormanın yanı sıra diğer alışveriş terimlerini de görmeye çalışacağız.
Tek bir eşyanın fiyatını sorma:
A: Excuse me. How much is this computer, please?
B: It is £2000.
Açıklama: İngiltere’de herhangi bir alışveriş konuşmasına “Excuse me – Afedersiniz” ifadesi ile başlamak yaygındır. Aynı şekilde soru sonunda da “please - lütfen” kelimesini kullanmak da kibar bir uygulama olarak görülmekte ve kullanılmaktadır.
Birden fazla eşyanın fiyatını sorma:
A: Excuse me. How much are these tomatoes, please?
(Afedersiniz. Bu domatesler kaç para, lütfen?)
B: They are £5 a kilo. (Kilosu 5 paund.)
Not: Yukarıdaki diyalogda A şahsı “Customer - Müşteri” B şahsı ise “Shop Assistant - Tezgahtar” yerine kullanılmıştır.
Sayılamayan maddelerin fiyatını sorma:
A: Excuse me. How much is a cup of tea, please?
A: Excuse me. How much is a bowl of soup, please?
A: Excuse me. How much is a loaf of bread, please?
A: Excuse me. How much is a bottle of milk, please?
A: Excuse me. How much is a bar of chocolate, please?
A: Excuse me. How much is a glass of orange juice, please?
A: Excuse me. How much is a packet of salt, please?
A cup of Bir fincan ...
A bowl of Bir tas/kase ...
A loaf of Bir somun ...
A bottle of Bir şişe ...
A bar of Bir kalıp ...
A glass of Bir bardak ...
A pacet of Bir paket ...
Burada sıraladığımız ve “A cup of” ile başlayan hacim belirteçleri, sayılamayan veya sayılması mantıksız olan maddelerin kolayca konuşulabilir hale getirilmesi için kullanan tamlamalardır. Bunları çoğul şekilde de kullanabiliriz. Böylece sayamadığımız bu maddeleri hacim olarak çoğul halde de kullanma imkanı elde etmiş oluruz;
A: How much is two packets of salt, please?
(İki paket tuz kaç para, lütfen?)
B: They are £5.
“One” ve “ones” kelimelerinin fiyat diyaloglarında kullanımı:
Bir çanta mağazasında kendine çanta bakan bir müşteri ile tezgahtar arasında şöyle bir diyalog geliştirilebilir;
S.A = Shop Assistant (Tezgahtar)
C: = Customer (Müşteri)
S.A: Hello. Can I help you? (Merhaba. Yardımcı olabilir miyim?)
C: Hi. I am looking for a bag. (Merhaba. Bir çanta bakıyorum/arıyorum.)
S.A: I see. What about this one? (Anlıyorum. Buna ne dersiniz?)
C: How much is that, please? (Fiyat nedir, ltfen?)
S.A: It is £40. (40 paund.)
C: Oh, it is expensive. How much is that blue one? (Pahalıymş. Şu mavi olan kaç para?)
S.A: It is £20. (20 paund.)
C: OK. That’s good. (Tamam. Bu güzel.)
S.A: Anything else? (Başka bir isteğiniz?)
C: No. Thank you. (Hayır. Teşekkürler.)
S.A: It’s £20 then. (Hesabınız 20 paund o zaman.)
C: Here you are. (Buyrun.)
S.A: Thank you. Good Bye. (Teşekkürler. Hoşçakalın)
C: Good Bye.
Kısa bir not: Türkçe’de yaygın olarak kullandığımız “etiket” kelimesi, Franszce kaynaklı bir kelimedir. Fransızca ve İngilizce’de tam olmasa da benzer şekilde ve “görgü kuralları” anlamına gelmesine rağmen bizde “fiyat belirten kağıt parçası” anlamındadır.
Kaynak: “Etiquette: görgü kuralları”, Google çeviri, İngilizce’den Türkçe’ye
“Etiket: tag”, Google çeviri, Türkçe’den İngilizce’ye
“Etiket: fiyat belirten kağıt”, TDK Güncel Türkçe Sözlük
Etiket kelimesinin bir başka ve yaygın kullanıldığı tamlamayı “Etiketin yarısı” olarak kullanmaktayız. Bu tamlama İngilizce’de “Half Price” olarak kullanılmaktadır.
Adres:
Karaköprü mahallesi Kosova Caddesi
Mimoza sokak No: 9
Gölcük - KOCAELİ