Yes / No questions with “Do” and “Does”
Dilbilgisi çalışmalarında, Present Simple – Geniş Zaman” için “yardımcı fiil” olarak tanımlanan “do” ve “does” kelimelerinin kullanımları şöyledir;
“I, You, We, They” ile başlayan veya bu zamirlerin içinde bulunduğu öznel gruplarda “do” cümlede görünmemesine ragmen, fiil bünyesinde saklı olduğu varsayılır;
Örnek: I like swimming. (Yüzmeyi severim.)
Yukarıdaki cümlede fiziksel olarak 3 adet kelime görünmesine ragmen, “like” fiili içinde “do” yardımcı kelimesinin gizli olduğunu kabul ediyoruz.
Like = like + do
Bunu nasıl açıklayabiliriz?
“He, She, It” ile başlayan veya bu zamirler yerine özel isimlerin tekil olarak kullanıldığı durumlarda fiil içinde “does” kelimesinin saklı olduğu varsayılır, fakat fiil sonunda bir “ek” kullanımı gündeme gelir. Bu “ek”, aslında, fiil içinde “saklı” olduğu kabul edilen “does” adındaki yardımcı fiilin göstergesidir;
Örnek: He likes swimming. (O, yüzmeyi sever.)
Yukarıdaki cümlede fiziksel olarak 3 adet kelime görünmesine ragmen, “likes” fiili içinde “does” yardımcı kelimesinin gizli olduğunu kabul ediyoruz.
Likes = like + does
Olumsuz cümle için “do” ve “does” kelimelerine ihtiyacımız var. Cümleyi olumsuz yapmak istediğimizde bu kelimeleri “saklı olduklarını varsaydığımız” yerden (fiil içinden) çıkarıp öznel zamirden hemen sonra kullanıyoruz sonrasında olumsuzluk eki olan “not” kelimesini ilave ediyoruz;
Örnekler:
I do not like swimming. (Yüzmeyi sevmem.)
He does not like swimming. (O, yüzmeyi sevmez.)
Kısaltmalar: Do + not = don’t Does + not = doesn’t
Soru cümlesinde de aynı şekilde “do” ve “does” yardımcı kelimelerine ihtiyacımız var. Bu kelimeleri, cümlenin en başında kullandığımızda cümle soruya dönüşür;
Do you like swimming? (Sen yüzmeyi sever misin?)
Does he like swimming? (O, yüzmeyi sever mi?)
Şimdi, “do” ve “does” yardımcı kelimelerinin (yardımcı fiil) soru ve cevap şeklinde diyalo içinde kullanımlarına bakalım;
Selma: Do you like swimming? (Yüzmeyi sever misin?)
Kaan: Yes, I do. (Evet, severim.)
No, I don’t. (Hayır, sevmem.)
Selma: Does your brother Mete like swimming? (Kardeşin Mete yüzmeyi sever mi?)
Kaan: Yes, he does. (Evet, sever.)
No, he doesn’t. (Hayır, sevmez.)
Açıklama: Kısa cevaplar “do”, “does”, “don’t” veya “doesn’t” olarak biter ve cevapta fiil kullanılmaz. Buna ragmen, kısa cevaplar Türkçeye çevrilirken soru cümlesindeki fiil ne ise “do”, “does”, “don’t” veya “doesn’t” kelimeleri aynı anlamda ifade edilir.
Örnek:
Tuğrul: Do you like Turkish Coffee? (Türk Kahvesini sever misin?)
Raci: Yes, I do. (Evet, severim.)
Bu kısa cevaptaki “do” “like - sevmek” anlamındadır.
Tuğçe: Do you play watch TV in the evenings? (Akşamları TV izler misin?)
Meryem: Yes, I do. (Evet, izlerim.)
Bu kısa cevaptaki “do” “watch - izlemek” anlamındadır.
Soru kelimeleri ile soru cümlesinde:
Where do you live? (Nerede yaşıyorsun?)
What do you do at weekends? (Haftasonları ne yaparsın?)
When do you go on holiday? (Tatile ne zaman gidersin?)
What does she do after school? (O, okuldan sonra ne yapar?)
What time does she get up? (O, saat kaçta kalkar?)
Exercise:
Complete the sentences with “do” or “does” to make questions in Present Simple.
(Cümleleri “do” “does” ile tamamlayarak Present Simple – Geniş Zaman’da soru cümlesi oluşturunuz.)
Örnek:
Susan: Martin goes to work at 8 a.m. (Martin saat 8’de işe gider.)
John: (he – go – by – bus?) Does he go by bus? (Otobüsle mi gider?)
John: (he - get up early?) ...........................................................................................................................
Susan: Yes, he does. He always gets up early and has a big breakfast. (Evet. O daima erkenden kalkar ve geniş bir kahvaltı yapar.)
Sam: No. She teaches geography. (Hayır. Coğrafya dersi veriyor.)
Mary: Yes, she does. She makes omelette every week. (Ever sever. O, her hafta omlet yapar.)
Customer: Sweet, please. (Şekerli, lütfen.)
Sandra: Sometimes. (Bazen.)
......................................................................................
Sam: No, they don't. They are retired. (Hayır, çalışmıyorlar. Onlar emekliler.)
Agent: It leaves at 8:15.
Son: Yes, I do. My friends are also very friendly. (evet, beğendim. Arkadaşlarım da çok cana yakınlar.)
Oliver: Yes. He is a bookworm. (Evet. O bir kitap kurdudur.)
Tony: I am a doctor. (Doktorum.)
Answers: